16 Mart 2024 Cumartesi

Değerlerim

    Bizi biz yapan şeyler nedir? Cevabı çok basit; değerlerimiz. Herkesin kendine özgü değerleri vardır. Mesela bunlar benim için güven, özgürlük,özşefkat ve aidiyet. Diğer insanlar için bu değerler çok daha farklı olabilir. Dışarda yoldan geçen birini alıp incelesem onun için cevap saygı, merhamet ve tutku olabilir örneğin. İşin temelinde yatan aslında bu kavramların bizim karakterimizi oluşturmasıdır. Ben özgür olduğumda ben olurum, ait hissettiğimde ben olurum. Sen ise belki istediğin şeyi başardığında sen olursun. Yoldaki yabancı da kendisine saygı duyulduğunu hissettiğinde. 

    İşte bunu anladığımda bir aydınlanma yaşamıştım. Daha önce kendimi dünyadan kopuk hissettiğim anlarda aslında bunun nedeninin kendi değerlerimden uzaklaşmam olduğunu gördüğümde dünyam değişti. Bana kalırsa değişimin ilk adımlarından biri sorunun kaynağına inebilmektir. Daha sonra çözüm gelir. Ben de nereden başlayacağımı biliyordum artık.

    Söylediğim gibi herkesin değerleri birbirinden farklıdır. Kendi değerlerime değinmem gerekirse ilk bahsetmem gereken özgürlük olabilir. Özgürlük benim için oldukça önemli bir kavram. Kendimde farkettiğim ve değişime açık olmadığını bolca gözlemlediğim bir durum var, ben dayatmaların insanı değilim. Ben kendi kararlarımı vermeyi aktif olarak arzulayan biriyim. Burada ben özgür bir kadınım, her şeyi başarabilirim tutumu sergilemek değil amacım (ki ben özgür bir kadınım ve her şeyi başarabilirim).  Söylemek istediğim şey aslında tam tarif ettiğim gibi aktif bir arzu. Ben her kararımda, hayatta aldığım her adımda seçim hakkına sahip olmak istiyorum. Bu sabah yediğim öğünün tost mu yulaf mı olmasından tutun kiminle zamanımı ve enerjimi paylaşmama karar vermeme kadar değişebilir. Benim dileğim mümkün olduğunca bağımsız değişkenin ben olmasıdır. Özgürlük, seçim yapabilmek, kendi kararlarımı verebilmek benim için o kadar önemli ki bunlar olmadığında ruhumu hissetmiyorum. Oysa bu istemediğim bir durum. Ben yaşamak, hissetmek, anı tatmak istiyorum. Bu yüzden biliyorum ki ben değerlerimi çiğnememeliyim ve çiğnetmemeliyim. Bu kendime karşı aldığım bir sorumluluk. Fark etmem yıllarımı aldı, ama fark ettiğim andan beri bunun için çabalıyorum.

    Bir diğer değerim ise özşefkat. Benim kendimde çok eksik bulduğum şeylerden biri bu. Ben kendimi hep yıpratır, hırpalarım. Ben kendime bir dost, bir büyük olamam. Bilincimi elde ettiğim andan itibaren kendimi en büyük düşmanım gibi bellemişim, bu düşmana var gücümle saldırıyorum. Peki niye? Çünkü evreni ve onun kaosunu anlamlandıramadığım için. Çünkü böylesi daha kolay olduğu için. Sonuçta ben kendimin farkındayım - ya da en azından farkında olduğumu düşünüyorum- ve bu farkındalık az da olsa anlam içerdiğinden ona yeni bir görev tanıyabiliyorum; başıma gelen kötü durumların, ve insanların sebebi olma. Oysa benimle ne alakası var ki, ben kontrol edemeğim her boku evirip çevirip kontrol edebileceğim bir şeye mi dönüştürmek zorundayım. İşte bu noktada özşefkat benim en büyük yardımcım oldu. Bazen durup kendime dünyadaki tüm sorunların kaynağının ben olmadığını hatırlatıyorum. Ben kendime ihtiyacım olan şefkati verirsem iyileşmemi de sağlayabilirim. Ben kendi özümü sever ve kucaklarsam tohum verdiğimi de görebilirim. Özşefkat benim en önemli değerlerimden biri.



    Yazımda bahsedeceğim son değerim ise aidiyet. İşte hayatımın en elzem sorusu. Ben nereye aidim? Ömrümün kayda değer her saniyesinde bunu sorguladım çünkü hiç ait hissetmedim. Çoğu zaman kendimi dışlanmış, bulunduğu ortamla alakası olmayan biri gibi hissettim. Çok çok nadir anlarda bunu hissetmediğim oldu. Ufacık bir aidiyet hissiyatı aldığım insanlara ya da mekanlara ne kadar çok tutunduğumu tahmin edemezsiniz. Sarılarak, şevkle, aşkla, sanki ölücekmişim gibi tutundum hep. Bırakırsam yine o ait olamadığım dünyaya dönmekten ölesiye korktum. Korkum aslında aidiyetin benim için ifade ettiği önemi göstermiş oldu. Bu kadar önemli olmasaydı ait hissedememenin sularına kapılıp can vermekten ürkmezdim. Demek ki beni ben yapan değerlerden biri buydu. Bunu fark ettikten sonra kendimi de daha iyi anlamış oldum. Sırada ise ait olduğum yeri bulmak var. Özellikle bu dünyada oynayacağım rolün nasıl bir şey olduğunu belirleyecek faktörün bu olduğu inancına tutunmaya devam edersem.

    Evet, beni ben yapan, "yaratılışımda" beni kişiselleştiren değerlerim kısaca bunlar. Değerlerimi koruduğumda ve içinde yaşadığımız acımasız dünyanın onlara zarar vermesine engel olduğumda kendimi iyi ve bütün hissediyorum. Belki bu yazıyı okuduğunuzda - gerçi toplasan 10 okuyucum yoktur ama- içinizde küçük bir sorgulama yaşarsınız ve kendi değerlerinizi bulma yolculuğuna çıkarsınız. Kendimiz olmak adına sürekli yinelediğimiz bu savaşta cephenize sağladığım bu küçük takviyeden hoşlanacağınızı umuyorum. 


P.S. : Maisie Peters-History of Man bu şarkı çok güzel ya dinleyin mutlaka. 💙



Carol & The End of the World incelemesi

     Bugünkü yazımda Carol & The End of the World animasyonu hakkında konuşacağım. 15 Aralık 2023'de Netflixte yayına girmiş 10 bölü...