Bugünkü yazımda Carol & The End of the World animasyonu hakkında konuşacağım. 15 Aralık 2023'de Netflixte yayına girmiş 10 bölümlük bir animasyon serisi. Ben daha yeni izleme fırsatı yakaladım. Seri 42 yaşında bir kadın olan Carol'ın gözünden ilerliyor. Carol'ın yaşadığı dünya yaklaşık 7 ay içerisinde kendi yörüngesinden çıkıp dünyaya çarpmakta olan Keppler adındaki gezegen yüzünden yok olacak. Tabi doğal olarak bu insanların da artık var olmayı sürdüremeyecekleri anlamına geliyor. Kısacası bu seri kaçınılmaz son yaklaşırken Carol'ın ve çevresindeki diğer insanların hayatı nasıl yaşamaya çalıştıklarını anlatıyor diyebiliriz. Şüphesiz ki bu seri sadece bundan ibaret değil. Her bölümde Carol ve diğer karakterlerle birlikte kendimizi -insanlığımızı- sorguladığımız ve empati yeteneğimizi geliştirdiğimiz küçük bir başyapıt. Beni uzun süredir bu kadar etkileyen bir seri izlememiştim. Sizinle neden bu kadar etkilendiğimi ve serinin bize neler anlatmaya çalıştığını paylaşmak istiyorum.
Önce ilk bölümü kısaca özet geçip Carol'ın iç dünyası hakkında biraz konuşacağım.
Evet, ana karakterimiz Carol bu. 42 yaşında, dünya normal ilerlerken bir ortaokulda sekreterlik yapan oldukça düz, küçük şeylerle mutlu olmayı bilen bir kadın. Tekdüze günlük hayatından zevk alan insanlardan. Fakat bu durum Keppler'in dünyaya çarpacağı ve 7 ay sonra her şeyin sonlanacağı öğrenildiğinde değişiyor onun için. Keppler olayıyla birlikte dünyadaki sistem değişiyor; paranın bir değeri kalmıyor, insanlar çalışmayı bırakıyor, herkesin aklını hayatının son anlarını anlamlı geçirme kaygısı kaplıyor, hedonizm büyük bir ana akım unsuru haline geliyor ve kapitalist düzen yerini hazcı kaosa bırakıyor. Doğal olarak Carol sisteme ayak uyduramıyor. Serinin ilk bölümünde bunu görüyoruz. Boş boş dolanan ve melankolisiyle arkadaş olmaya çalışan bir Carol var. Malesef dış dünya da onu kabul etme niyetinde değil. Carol kendisini dışlanmış ve eksik hissediyor. İlk bölümde Carol anne ve babasını ziyarete gidiyor. Anne-babası tüm bu hedonizmi ve kontrolsüz özgürlüğü hemen kabul edebilmişler;ki bunu da artık kıyafet giymeyi reddetmelerinden ve bakıcılarıyla üçlü bir aşk ilişkisi yaşamalarından anlayabiliyoruz. Carol'ın ebeveynleri dünyada yaşananların küçük bir özeti aslında. Her insanın tek ve nihai amacı nefes aldıkları her saniyeyi zevkle doldurarak anlamlı kılmak ve ölmeden önce ben anlamlı bir hayat yaşabildim demek. Carol'ın böyle bir kaygısı olmadığı için ebeveynleri onun için endişeleniyorlar. Bunun üzerine Carol sörf yaptığı yalanını uyduruyor. Sörf yaparak vaktini geçirdiğini ve mükemmel dalgayı aradığını...
Ebeveynlerinin yanından ayrıldığında küçük dostu melankoli elinden tutup Carol'ı bir partiye çekiştiriyor. Carol partiye çok kısa bir süre katlanabiliyor, direkt kendini dışarıya atıyor. İşte burada da Eric karakteri ile tanışıyor ve sonra tek gecelik bir ilişki yaşıyorlar. Carol'ın tek isteği biraz da olsa kendini uyuşturmak. Belki Eric ile yaşayacağı tek gecelik ilişki onu toplumun oluşturduğu yeni standartlara yaklaştırabilir. Eric için ise olay çok ama çok farklı. Şimdi kısaca Carol'ın hikayesine ara verip Eric karakterinden ve temsil ettiği şeylerden bahsetmek istiyorum.
Şimdi fotoğrafta Carol'ın yanında duran karakterimiz Eric. Eric ilk geldiğinde şahsen ben Carol ve Eric'in arasında bir bağ oluşacağını ve bu bağın ikisinin de hayatlarının son anlarına bir anlam katacağını düşünmüştüm. Belki Carol'ın melankolisini derinden hissettiğim için az da olsa kafamda acısını hafifletmeye çalıştım ve Eric karakterinin bir çıkış yolu olacağını umdum. Yapımcıların amacı da izleyicilerde böyle bir algı yaratmak mıydı emin değilim. Fakat olaylar benim öngöremediğim şekilde ilerledi. Eric, Carol ile olan küçük kaçamaklarına Carol'dan daha fazla önem veriyordu çünkü Eric eşi tarafından kısa süre önce terk edilmişti. Şimdi oğluyla yaşıyordu ve aslında biraz hayatta kaybolmuştu. Hala eski eşini özlüyor ve yalnızlık çekiyor olduğu için Carol'ı bir unutma silahı gibi kullanmak istedi aslında. Ne yazık ki Carol tetiği çekmesine izin vermedi. Bundan sonra Eric'i bir süre Carol'ı biraz sapıkça diyebileceğim şekilde takip ederken görüyoruz. İnatla Carol'a yalvarıyor ilişkilerine bir şans vermesi için. Oğlunun bir anneye, kendisinin bir eşe ihtiyacı olduğunu söylüyor ve Carol'ın bu role bürünüp onları tatmin etmesi gerektiğini kafasına koymuş. Açıkçası bu karakter bana çok gerçekçi geldi. Gerçekte de benzer durumları gördüğümüz oluyor. Uzun süren bir ilişkiden ayrıldıktan sonra içinde yaşadığı derin acığı karşısına çıkan ilk insanın yok etmesini arzulayan binlerce kişi var. Aslında bu insanlar derin bir yas içindeler. Bilirsiniz ki yasın 5 evresi olduğuna bir dair teori vardır. İnkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. Eric de yasın ilk evresinin belirtilerini ilk bölümde gösteriyor. Devamlı bir inkar içinde. Eski hayatının, bir ilişki içerisinde olduğu ve bir çekirdek aileye sahip olduğu hayatın artık varolmadığını inkar ediyor. Dizi Eric karakterine ve yas sürecine odaklı bir şekilde ilerlemese de ilerleyen bölümlerin birinde Eric'in yasın depresyon sürecine girdiği dönemi de görebiliyoruz. Kendisini yataktan kaldıramadığı, üzerine bir pantolon bile giyemediği anlara tanıklık ediyoruz. İşin güzel kısmı ise Eric'in oğlunun babasının yas sürecine dahil olup onu ayağa kaldırdığı bir bölümün de olması. Bence bu seri Eric karakterini ve hikayesini oldukça başarılı bir şekilde yansıtmayı becerebilmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder